Haliliye Medresesi: Tarihi ve Mimari Değerleriyle Gümüşhacıköy’ün Gözdesi
Gümüşhacıköy ilçesinin Gümüş Beldesi’nde bulunan Haliliye Medresesi, Osmanlı döneminin önemli yapılarından biridir. Medresenin yapımı, Çelebi Sultan Mehmet’in Beylerbeyi Halil Paşa tarafından gerçekleştirilmiştir. Halil Paşa, daha önce burada gümüş madeni eminliği yapmış ve 1413 yılında beylerbeyi olmuştur. Medresenin inşa tarihi ise 1415 olarak kayıtlara geçmiştir.
Mimari Yapı ve Özellikleri
Haliliye Medresesi, dikdörtgen planlı bir yapıdır ve asıl olarak moloz taştan örülmüş beden duvarları bulunmaktadır. Yapının taşları arasında zamanla yapılan onarımlarda dolgular yapılmıştır. Medrese, ilk yapıldığında kapalı avlulu ve üzerinde bir kubbe ile tasarlanmıştır. Ancak, kubbenin sonradan çökmesiyle birlikte yapıya ahşap sütunlu revaklar eklenerek avlu üzeri açık bırakılmıştır.
Medresenin güney cephesinden olan girişi, üzerinde yapım kitabesinin yer aldığı bir kapıdan sağlanmaktadır. İçeri girildiğinde, etrafını ahşap sütunlu ve sivri kemerli, düz tavanlı revaklar çevrelemektedir. Dikdörtgen avlunun etrafında ise odalar ve dershaneler bulunmaktadır. Ortada yer alan eyvanlı odalar diğer odalardan daha geniştir ve giriş kapılarının üzerinde kitabeler bulunmaktadır. Her bir oda, dışarıya küçük birer pencere ile açılmaktadır. Revak ve odaların üzerini kaplayan kiremit çatı da sonradan yapılan onarımlarla eklenmiştir.
Tarihi ve Kültürel Değeri
Haliliye Medresesi, uzun yıllar boyunca Garip Hafız adıyla bilinen İbrahim Hakkı Hazretleri’nin dergahı olarak kullanılmıştır. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin ölümü üzerine medreseye defnedilmiştir. Bu nedenle, medrese sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel açıdan da büyük önem taşımaktadır.
Haliliye Medresesi, Osmanlı döneminin mimari anlayışını yansıtan ve günümüze ulaşan nadir eserlerden biridir. Gümüşhacıköy’ün tarihine ve kültürüne ışık tutan bu önemli yapı, ziyaretçilerine tarihi bir yolculuk ve huzurlu bir atmosfer sunmaktadır.