Şanlıurfa, zengin tarih ve kültürüyle öne çıkan bir şehir olup, her biri kendi hikayesini taşıyan tarihî yapılarıyla adeta bir açık hava müzesi gibidir. Bu mücevherlerden biri olan Kadıoğlu Camii, Demokrasi Caddesi’nde, Su Meydanı’nda görkemli bir şekilde yer alır. Caminin geçmişi belirsiz olsa da, üzerindeki kitabeler ve yerel efsanelerle çevrili hikayesiyle dikkat çeker.
Belirsiz Tarih, Zengin Hikaye: Kadıoğlu Camii
Kadıoğlu Camii’nin ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmemekle birlikte, caminin tarihî dokusunu koruyan iki kitabesi bulunmaktadır. Daha eski olan kitabe, zaman içinde kırılmış olsa da, üzerindeki yazıdan sultanlar tarafından yaptırılmadığını, tamir edildiğini ve hatta kitabenin başka bir yapıdan getirildiğini düşündürmektedir. Caminin minaresi ise Bahri Paşa tarafından 1844 yılında inşa edilmiştir.
Dipsiz Minareli Camii: Minarenin Özel Yapısı
Kadıoğlu Camii’nin minaresi, mimari özellikleriyle dikkat çeker. Minare, üstü beşik tonoz örtülü olup, dış kapının üzerine özel bir şekilde yerleştirilmiştir. Bu özelliği nedeniyle halk arasında camiye “Dipsiz Minareli Camii” denmektedir. Minarenin özel yapısı, ziyaretçilere görsel bir şölen sunar.
Kıblenin Doğru Yönlendirilmesi: İlginç Bir Rivayet
Kadıoğlu Camii’nin yapımıyla ilgili ilginç bir rivayet, caminin hikayesine renk katar. Rivayete göre, caminin yapımında çalışan gayrimüslim bir usta, mihrabın yönünü yanlış tayin eder. Kadıoğlu, doğru kıblenin asıl yönünü göstermeye çalışsa da, usta kabul etmez. Bunun üzerine Kadıoğlu, elini ustasının gözüne sürer ve usta Kâbe’yi görür. Bu olayın ardından ustanın Müslüman olduğu düşünülmektedir.
Tarih ve Hikaye: Kadıoğlu Camii’nin Özel Yeri
Kadıoğlu Camii, Şanlıurfa’nın tarihî ve kültürel zenginliğine katkıda bulunan önemli bir yapıdır. Belirsiz tarihi, yerel efsaneleri ve özgün mimarisiyle bu camii, ziyaretçilere hem tarihî bir yolculuk hem de kültürel bir deneyim sunar. Kadıoğlu Camii, Şanlıurfa’nın tarihî mirasının unutulmaz bir parçası olarak hafızalarda kalır.