Konya Gezilecek Yerler

Konya tarih öncesi çağlardan beri birçok medeniyete ev sahipliği ve başkentlik yapmıştır. Bizde bu şehri Konya Gezilecek Yerler başlıklı yazımızda sizlere tanıttık. Birçok dergahı da içinde barındıran, maneviyatı yüksek bir şehir olan Konya son yıllarda çok ziyaretçi almaktadır. Mevlana’nın her ölüm yıl dönümü zamanında düzenlenen uluslararası Şeb-i Aruz Törenleri ile Konya, birçok ülkeden çokça turisti ağırlamaktadır. Konya’da, tarihi ve manevi karakterinin yanında, Kelebek Bahçesi ile tropikal bir gezinti yapmanızda mümkün.

Konya’nın Tarihi Hakkında Kısa Bilgi

Anadolu’nun en eski yerleşim noktalarından biri Konya’dır. Konya’nın tarihi eski çağlara dek uzanmaktadır. Eski dönemlerde “İkonium” olarak adlandırılan Konya, neolitik çağa ait en gelişmiş yerleşim yerlerinden biri olarak sayılan Çatalhöyük’e ev sahipliği yapar. Çatalhöyük UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunur.

Frig, Hitit, Roma ve Bizans, Karamanoğulları, Selçuklu ve Osmanlı himayesinde bulunmuş olan Konya, Kurtuluş Savaşı ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti şehirlerinden biri olarak yerini almıştır.

Süleyman Şah tarafından fethedilerek Büyük Selçuklu Devleti sınırlarına eklenen Konya, sonrasında Anadolu Selçuklu Devleti sınırına dahil edilmiştir.

Başkenti İznik olan Anadolu Selçuklu Devleti, Haçlı Seferleri sırasında İznik’i kaybetti ve böylece Konya başkent oldu. Konya’nın Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkent yapılmasıyla ve tarih boyunca üzerinde yaşayan uygarlıklar sayesinde mimari yapısı çokça gelişmiştir. Konya bu sebeple en çok gelişen Anadolu şehirlerinden biri olmuştur.

Konya iki yüz yılı aşkın süre başkent kaldıktan sonra, Karamanoğulları Beyliği’nin sınırlarına girmiş ve Fatih Sultan Mehmet bu beyliğe son verince Osmanlı İmparatorluğu himayesine geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet ülke içinde eyaletler kurmuştur. Bu eyaletlerin bir tanesi de Karaman Eyaleti’dir. Bu eyaletin başkenti ise Konya olmuştur. Daha sonra Konya Eyaleti olarak anılan bu eyalet çokça gelişmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun gözde şehirlerinde biri olan Konya’da, Yavuz Sultan Selim’in isteği üzerine birçok yenileme ve düzenleme yapılmıştır. Mevlana Türbesi, bu dönemde yenilenen yerlerden biridir.

Konya daha sonra da padişah İkinci Selim tarafından şehre yatırımlar yapılmasıyla iyice gelişmiştir. En son Padişah İkinci Abdülhamit ile birlikte şehre demiryolu alt yapısı yapılmıştır. 1900’lü senelere gelindiğinde Ferit Paşa Konya Valisi olmuş, şehirde bu dönem büyük yenilikler yapılmıştır.

Konya, Birinci Dünya Savaşı sırasında ise kısa bir süre İtalyanların işgaline uğramıştır. Konya konumu itibariyle Selçuklu ve Osmanlı zamanlarından itibaren ticaretinde başkentlerinden biri olmuştur. Şehir, önemli kervanların geçiş yolu bölgesinde olmasıyla ticari olarak da çokça gelişmiştir.

Konya günümüzde yüz ölçümü ile Türkiye’nin en büyük ilidir. Konya’da yaşayan insan sayısı iki milyonun üzerinde olmakla birlikte, özellikle Selçuk Üniversitesi ile birlikte genç nüfus etkileşiminin olduğu bir yer olmuştur. Konya, 1989 yılında büyükşehir olmuştur. Her alanda gelişen ve gelişmeye devam eden Konya, hem tarihi açıdan hem de manevi açıdan önemli kültür başkentlerinden biri olmayı sürdürmektedir.

Konya Gezilecek Yerler

Konya tarih boyunca Anadolu’nun birçok önemli özelliğini içine katmış ve sürekli olarak değişmeye devam etmiştir. Böylece Konya’nın, ruhunuza hitap edecek ve gezmeye doyamayacağınız birçok yeri bulunmaktadır. Gelin Konya’da nereleri gezebiliriz, birlikte bakalım.

Meram Bağları

Konya’nın doğal güzelliklerinden ilki ve en gözdesi Meram Bağları’dır. Meram ilçesinde yer alan ve Konya’nın akciğerleri olarak adlandırılan Meram Bağları, tarih boyunca var olmuştur. Konya’ya gittiğinizde Meram Bağları’nda kısa bir mola verebilir veya piknik yapabilirsiniz. Meram Bağları’nın içinden geçen Meram Deresi etrafında keyifli vakitler geçirebilirsiniz.

İkinci Haçlı Seferi sırasında, haçlı ordusunun Meram Bağları’nda dinlendiği rivayet edilir.

Mevlana Türbesi

Mevlana Türbesi, Büyük Selçuklu Devleti zamanında sarayın gül bahçesi olarak kullanılırken, Sultan Alaeddin Keykubad tarafından Mevlana’nın babası Sultânü’l-Ulemâ Bâhaeddin Veled’e verilmiştir.

Sultanü’l- Ulema öldükten sonra bu bahçeye defnedilmiştir. Gül Bahçesine defnedilen ilk kişi Mevlana’nın babası olmuştur.

Günümüzde müze olarak kullanılan bu türbe babasının ölümünden sonra Mevlana’ya dergah olmuştur. Mevlana’nın ölümü ile birlikte ise oğlu tarafından buraya türbesi yapılmış ve bu dergah kullanılmaya devam edilmiştir.

Mimar Tebrizli Bedrettin’e yaptırılan Mevlana Türbesi, Yeşil Kubbe olarak da bilinmektedir. Dört sütun üzerine inşa edilen bu kubbe sonrası bahçeye yeni eklemeler yapılmış, böylece Mevlevi Dergahı bugünkü haline gelmiştir. Dergahın içerisinde birçok türbe ve dervişlere ait odalar bulunmaktadır. Burada aynı zamanda mescit, semahane, şadırvan, çeşme ve Mevlana’nın ailesine ait mezarlık bulunmaktadır.

Mevlana Türbesi, 1926 yılında, Konya Asar-ı Atika Müzesi olarak halka açılmıştır. 1954 yılında ise türbe, şimdiki ismini alarak Mevlana Müzesi olarak anılmaya başlanmıştır.

Beyşehir Gölü

Beyşehir Gölü ve çevresi 1993 yılında Milli Park olmuştur. Beyşehir gölü doğal bir göl olup, tatlı suya sahiptir. Yeraltı akıntısıyla Manavgat Çayı ve oradan Akdeniz’e kadar ulaşır. Beyşehir Gölü kapladığı alan ile birlikte Türkiye’nin en büyük üçüncü gölü ve aynı zamanda, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölüdür.

Gün batımını izleyebileceğiniz Beyşehir Gölü’nde keyifli zamanlar geçireceksiniz. Anamas Dağı gölgesinde güneşin batışının oluşturduğu bu manzara dünyaca ünlüdür.

Beyşehir gölü üzerinde irili ufaklı birçok adacık vardır, bu sayede göl üzerinde ve çevresinde kuş gözlemi yapılmaktadır.

Seydişehir Kuğulu Parkı

Seydişehir Kuğulu Parkı, Antalya’ya giderken çevre yolu üzerinde bulunur. Doğal yapısı ve tabiatıyla görenleri büyüleyen bir atmosfere sahiptir. Yaz aylarında birçok turisti ağırlayan Kuğulu Park, gün boyu keyifli vakit geçirebilecek bir alandır. Toros Dağları’nın eteğinde bulunan bu alanda yapay gölet ve bir de şelale bulunur.

Ferzene Mağarası

Kuğulu Park’ın içerisinde yer alan Ferzene Mağarası, sarkıt ve dikitlerden oluşmuş, duvarlarında oyma şekilleri olan ve çeşitli büyüklükte su depolarına sahip bir mağaradır. Seydişehir Kuğulu Park’ına geldiğinizde burayı da görmek isteyeceksiniz.

Kaplıcalar

Konya’da bulunan en büyük ve en bilindik kaplıca Ilgın Kaplıcaları’dır. Çok uzun yıllar birçok medeniyet tarafından kullanılan bu kaplıca, günümüzde hala önemini kaybetmeyen şifalı su kaplıcalarındandır. Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından bu kaplıcalar kullanılmış ve bölgeye daha fazla kaplıca merkezi kurulmuştur.

Konya’da bulunan diğer kaplıcalar ise şöyledir;

• İsmil Kaplıcaları
• Seydişehir Ilıcası
• Aşağıçiğil Kaynak Suyu
• Yerköprü Karasu Ilıcası
• Kuşaklı Kaplıcası ve Çamuru

Sille Köyü

Sille Köyü’nün, yapılan arkeolojik çalışmalar doğrultusunda, en az 6000 yıldır yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Sille isminin, Yunan mitolojisinden geldiği de söylenir, su perileri anlamına gelen sylla kelimesinden geldiği de rivayet edilir. Eski bir Roma köyü olan Sille, birçok Roma kalıntısı barındırır ve aynı zamanda Roma, Bizans, Kudüs yolu üzerinde olduğundan, dini bir merkez olarak da anılır.

Sille’de yer alan ve Ak Manastır olarak da adlandırılan Hagios Khariton Manastırı‘nın bulunması da, buranın dini bir merkez olarak görüldüğünün kanıtıdır. Çünkü Ak Manastır, dünyanın en eski ve en büyük manastırlarından biridir.

Sille, tarihi ticaret yollarından İpek Yolu ve Baharat Yolu’nun geçiş güzergahında olduğu için önemli bir ticaret merkezi görevini de yüzyıllarca sürdürmüştür. Tarihi dokusunu koruyan Sille Köyü’nü, Konya’ya gittiğinizde mutlaka görmelisiniz.

Alaaddin Tepesi

Alaaddin Tepesi, yirmi metre yüksekliğine sahip, höyük denilen protohistorik yerleşim yerlerinden biridir. Türk Tarih Kurumu tarafından yapılan kazılar, Alaaddin Tepesi’ndeki yerleşimin, milattan önce 3000’li yıllara kadar dayandığını ve bu tepede bulunan yerleşim yerinin, Erken Tunç Çağı’nda başladığını ortaya çıkarmıştır.

Bu kazıların sonucunda, tepeyi çevreleyen surlar yenilenmiş ve surlar dışında yeni yapılar inşa edilmiştir.

Akyokuş Seyir Terası

Akyokuş Seyir Terası, dinlenmeniz ve piknik yapmanız için yapılmış bir alandır. İçerisinde oyun parkı, bolca yeşil alan, kamelyalar bulunan bu alanda piknik yapmaya zamanınız yoksa bile kısa bir mola verebilirsiniz.

Seyfe Gölü

Seyfe Gölü, Kırşehir ve Konya arasında bulunan ve orta Anadolu’daki tuzlu göllerden bir tanesidir. Gölün birçok adacığı bulunmaktadır. Bu adacıklar ve göl çevresinde toplam 187 kuş türü bulunmaktadır. Bu çeşitliliği ile birlikte Seyfe Gölü, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en önemli sulak alanlarından biridir.

Burada dünyanın en büyük flamingo topluluklarından biri bulunmaktadır. Bu flamingo topluluğunda toplam 320 bin adet flamingo bulunmaktadır. Aynı zamanda gölde binlerce ördek barınır. Seyfe Gölü’nde dolaşan, konaklayan ya da beslenen bir sürü kuş türü bulunur. Bunlardan bazıları; kılıç gagalar, bababanlar, çamurcunlar, pelikanlar, kazlar, balıkçılar, yağmurcunlar, martılar ve sumrulardır.

Seyfe Gölü, yukarıda saydığımız kuş çeşitlerinin yanında, birçok kuşa da göç döneminde ev sahipliği ve barınma alanı yaratmış bulunmaktadır. Seyfe Gölü ve çevresinde 480 bin kuşun bir arada yaşadığı belirlenmiştir. Seyfe Gölü’ne gidip, bu güzel kuşları incelemek ve onları seyretmek mümkündür.

Seyfe Gölü bir sit alanıdır ve dünya çapında birçok kuş gözlemcisini buraya çekmektedir. Göl ve çevresi 1990 yılında, Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiş ve aynı zamanda göl, birinci dereceden doğal sit alanı olarak belirlenmiştir. Gölde bulunan yirmi yedi kuş türü, Uluslararası Kuşları Koruma Konseyi tarafından, koruma listesine alınmıştır.

Ecdad Parkı

Ecdat Parkı, açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı, Selçuklu ve Osmanlı mimari örneklerini barındıran, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin oluşturduğu bir parktır. İçinde göleti ve kale burçları bulunan, Osmanlı Sokağı, Has Bahçesi, Selçuklu Hanı Konya Mutfağı, kamelyaları ve sosyal donatıları bulunan, Boğaz Yalısı’na sahip bir parktır.

Ecdat Parkı’nda bulunan gölette kayıkla gezinti yapılması mümkündür. Parkta, Selçuklu ve Osmanlı dönemi canlandırması yapılmakta ve giriş kapısında Osmanlı askerleri beklemektedir. Parkın içinde size eşlik eden yeniçeri ve Selçuklu askerleri bulunmaktadır.

Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti mirasına uygun dizayn edilen bu parkın içinde bir de Kervansaray bulunmaktadır. Bu Kervansaray, toplantı salonu olarak kullanılmaktadır ve tasarım olarak dönemin mimarisine uygun olarak yapılmıştır.

Meke Tuzlası Gölü

Konya’nın doğal güzelliklerinden bir diğeri olan Meke Gölü, her yıl birçok kişinin ziyaret gerçekleştirdiği bir göldür. Volkanik patlamalar sonucunda oluşan kraterlerin su dolmasıyla oluşmuş bu göl içerisinde, adacıklar da bulunmaktadır. Suyu tuzlu olan bu doğal güzellik yanında, Obruk Gölü, Obruk Yaylası ve Karapınar Çölü de bu bölgeye gelindiğinde ziyaret edilmesi gereken güzellikte yerlerden bazılarıdır.

Maalesef son yıllarda yaşanan kuraklıkla birlikte Meke Gölü’nün bazı kısımları kurumaya başlamıştır.

Tropikal Kelebek Bahçesi

Tropikal Kelebek Bahçesi, son yıllarda çok ilgi çeken bir yerdir. On beş farklı kelebek türünü ve doksan sekiz türe ait, toplamda yirmi bin adet bitkiyi içinde barındıran bu merkez çokça ziyaretçi almaktadır.

Tropikal Kelebek Bahçesi’nde, kelebeklerin doğumundan ölümüne kadar, her evresinin gözlendiği bir alan bulunmaktadır. İçerisinde bu alanla birlikte üç ana bölüm daha olan Kelebek Bahçesi’nde, açık ve kapalı uçuş alanı ve bir de müze bulunmaktadır. Aynı zamanda içerisinde amfi tiyatro, sinema, gölet ve su havuzları, egzersiz ekipmanları, oyun parkı, go-kart ve sirk, sera, böcek ve kelebek müzeleri yer almaktadır.

Çatalhöyük

Konya’nın doğal güzelliklerinden bir diğeri ise neolitik dönemden günümüze kadar gelen, en eski yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük’tür. Çatalhöyük mimarisi, manzara resmi, ana tanrıça kültü gibi alandan çıkartılan eserler insanlık tarihine önemli katkılar sağlamıştır.

Çatalhöyük’te gerçekleştirilen kazılar, 1958 yılında alanın keşfedilmesinden bugüne kadar bir fiil devam etmiş ve günümüzde hala alanda çalışmalar yapılmaktadır.

Çatalhöyük medeniyetin ve tarımın temellerini anlamamızda dünyaya tam anlamıyla bir ışık tutmaktadır. Kentin yapılış şekli ve planıyla yaşayan herkesi eşitlik ilkesine göre değerlendirdiğini görebiliriz. UNESCO tarafından 2012 yılında Dünya Miras Listesi’ne alınan Çatalhöyük, kapsamlı olarak araştırılmaya devam etmektedir. Olağan dışı sanatıyla hayranlık uyandıran neolitik zamana ait bu kent, Çatalhöyük’te ilk buluntular milattan önce 7400 yıllarına aittir.

Çatalhöyük’te her ev giriş katı ve merdivenle içeriden bir üst kata çıkılan bir oda ve bir depodan oluşmaktadır. Evin içerisinde ocakların var olduğu belirlenmiş yapılan duvarların sıvalı ya da buna benzer bir madde ile kaplandığı ve devamında üzerine renkli boyalarla resimler yapıldığı bilinmektedir.

Çatalhöyük’ün dünya tarihine kattığı bir diğer önemli şey ise tanrı motifleridir. Bu sayede o döneme ait güçlü dini inançların şekillendiği ve dine saygı duyulduğu düşünülmektedir.

Konya’daki Tarihi Yerler Hakkında Bilgiler

Konya birçok medeniyete ev sahipliği yapmasıyla ve başkent olmasıyla önemli tarihi miraslara ev sahipliği yapmaktadır. Gelin bunlara birlikte göz atalım.

Tavus Baba Türbesi

Konya Meram’da bulunan Tavus Baba Türbesi iki katlı olmakla birlikte üst katı tamamen yıkılmıştır. Yeniden inşa edilen türbenin 13. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Kitabesi bulunamayan bu türbe, Alaeddin Kuykubat dönemine yaşamış, Şeyh Tavus Mehmet-el Hindi adına yapılmıştır.

Sırçalı Medrese

İkinci Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılan Sırçalı Medrese, Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti zamanında medrese olarak kullanılmaya devam etmiştir. Dönemin Türk mimarisine ait izler taşıyan bu medresesi, açık bir avluya sahip, iki eyvanlı ve iki kattan oluşmaktadır. Kesme taşlardan ve molozlardan yapılan bu medrese, cumhuriyetin ilanından hemen öncesine kadar bir fiil kullanılmıştır. Medrese boyunu aşan taç kapısı ile dikkat çekmektedir.

Sırçalı Medrese, 1954 senesinde onarılmış ve 1960 senesinde Konya Müzesi’ne bağlanmıştır.

Alaaddin Camii

Anadolu Selçuklu Devleti’nin en büyük camisi Alaaddin Camii’dir. Konya’nın tam merkezine inşa edilen bu medrese, Alaaddin Tepesi üzerinde bulunur.

Selçuklu Sultanı Birinci Rükneddin Mesud tarafından yaptırılmaya başlanan bu cami, Alaaddin Keykubat zamanında tamamlandığı için bu ismi almıştır. İslam mimarisine uygun yapılan cami, ağaç ve toprakla örtülmüştür. Bu camide Roma ve Bizans Dönemine ait mermer sütunlar kullanılmıştır. Cami içindeki türbede Selçuklu Devleti’ne sultanlık yapmış birçok padişahın mezarı yer almaktadır.

Cami içinde bir de tamamlanmamış türbe bulunur.

Bedesten Çarşısı

Konya’nın tarihi yapısını anlatan, 2500’ün üzerinde dükkan ve kırk sokaktan oluşan bu çarşıda, iki tane de cami bulunmaktadır. Mevlana’nın da yürüdüğü bu sokaklardan gezerek alışveriş yapabilir, bu dokuyu hissedebilirsiniz.

Özellikle giyim ve ev eşyaları ağırlıklı satış yapılan bu bedestenden, geleneksel ürünlerin de yer aldığı dükkanlara ulaşabilirsiniz.

Çarşıda alışveriş yaptıktan sonra Konya’nın yöresel ürünlerini tadabileceğiniz lokantalarda yemek yiyebilir ve dinlenebilirsiniz.

Akşehir Nasreddin Hoca Türbesi

Akşehirli olan Nasrettin Hoca’nın yaşadığı bölgeye yapılan türbesi birçok ziyaretçiyi ağırlar. Türbenin yapıldığı yıla dair net bir bilgi bulunmamaktadır ve üzerine yapılan çokça onarımla türbenin orijinal hali bozulmuştur.

Akşehir Tarihi Medrese

Taş medrese olarak da bilinen bu medrese, Selçuklu sultanlarından İkinci Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde mescit, medrese ve türbesi ayakta duran bu yapının kitabesi, Akşehir Müzesi’nde sergilenmektedir.

Valide Sultan Cami

Günümüzde Aziziye Camii olarak da bilinen Valide Sultan Cami, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. 1671 yılında yapımına başlanan ve Şeyh Ahmet tarafından yaptırılan bu cami yandığı için aynı yere Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan adına tekrar cami inşa edilmiştir.

Türk Baroku tarzında yaptırılan bu caminin pencereleri kapılarından daha büyüktür ve mermer sütunlarla yaptırılan, üç kubbeli bir camidir.

Konya’da Gezilecek Müzeler

Konya tarihi, dini ve kültürel özellikleri barındırdığından ve çok eski bir yerleşim yeri olduğundan birçok esere ev sahipliği yapmaktadır. Bu eserlerin sergilendiği birçok müze bulunur. Bu müzeler şu şekilde sıralanabilir.

Arkeoloji Müzesi

Arkeoloji Müzesi sırasıyla; Neolitik Çağ, Erken Bronz Çağı, Hitit, Frig, Grek, Roma ve Bizans dönemlerine ait elde edilen eserlerin sergilendiği bir müzedir. Aynı zamanda Çatalhöyük, Canhasan, Erbaba, Sızma, Karahöyük, Alaaddin Tepesi’nde yapılan kazı çalışmaları sonrası elde edilen eserler de burada sergilenmektedir.

1962 yılında açılan Arkeoloji Müzesi’ni, pazartesi günleri hariç haftanın her günü ziyaret edebilirsiniz.

Konya Bilim Merkezi ve Müzesi

Konya Bilim Merkezi içerisinde bulunan ve bilimi sevdirmeyi amaçlayan, günlük hayatta bilimsel çalışmaların yol göstericiliğinden faydalanmak için çalışan gençleri topluma kazandırmak amacıyla oluşturulmuş bir müzedir. Konya Bilim Merkezi’de bilimin her alanında hizmet veren bir merkezdir. Sergilerden, atölyelere, laboratuvar çalışmalarından, planetaryuma kadar birçok alana sahip bu merkez çokça ilgi çekmektedir.

Konya’ya çocuğunuzla gelecekseniz bu merkezi ziyaret etmeniz çok yararlı olacaktır. Biletle giriş yapılan bu merkezde çok iyi vakit geçireceksiniz.

Konya’nın Yerel Lezzetleri

Konya’nın yemekleri genellikle et ağırlıklıdır. Bu yemeklerin başında etli ekmek, tirit kebabı, sacaraşı, çebiç, topalak, bamya çorbası, arabaşı çorbası, su böreği ve fırın kebabı gelmektedir.

Bu yöresel lezzetleri tadabileceğiniz en güzel mekanlar ise şöyledir; Kuzucu Ali, Cemo Restaurant, Pideci Hasan Şendağlı, Bolu Lokantası, Hacı Şükrü, Kuzucu Ali…

Konya’ya Ulaşım ve Şehir İçi Ulaşım

Konya Anadolu’nun orta noktasında yer aldığı için ulaşım çok kolaydır. Yakın bir şehirde yaşıyorsanız, iki üç saatte özel aracınızla erişebileceğiniz Konya’ya, İstanbul’dan da altı yedi saat civarında ulaşabilirsiniz.

Özellikle son yıllarda hızlı tren ile Ankara İstanbul Eskişehir ve güzergahındaki birçok yerden Konya’ya kolayca ulaşabilirsiniz.

Konya’da havalimanı bulunduğundan, uçakla da kolayca buraya ulaşabilirsiniz. Konya’ya dilediğiniz yerden otobüsle de rahatlıkla gelebilirsiniz.

Konya içerisinde araç kiralamak çok kolaydır ve size büyük kolaylık sağlayacaktır. Bunun yanında eğer toplu taşımayı kullanacaksanız da son derece rahat edebilirsiniz. Çünkü şehrin çok sık ve düzenli ulaşım araçları bulunmaktadır. Şehir içi ulaşımı tramvay ve otobüs ile yapılmaktadır.

Sadece Çatalhöyük gibi kazı alanlarına ulaşmak için özel bir araç ya da tur tercih etmeniz gerekmektedir.

Konaklama

Konya’da şehir merkezinde ya da göl kenarında aynı zamanda istediğiniz tüm ilçelerde konaklamanız mümkündür. Özel aracınız var veya ulaşım sizin için problem değilse göl kenarında bulunan otelleri tercih etmemiz çok keyifli bir deneyim yaşamanızı sağlayacaktır.

Özellikle Karatay, Selçuk ve Meram ilçelerinde konforlu bir konaklama yaşayabilirsiniz.

Rahatça konaklayacağınız bazı oteller ise şöyle; Rumi Otel, Otel Ney, İbiş Konya, Hich Hotel Konya, Konya Dervish Otel, Rixos Konya, Ali Bilir Otel…

[alert-note]Konya’da Gezilecek Yerler başlıklı yazımız ilginizi çektiyse Konya Meram Bağları yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz. Bizi İnstagram üzerinden @yaz_tatilii adresinden takip edebileceğinizi unutmayınız.[/alert-note]