Amasya Karadeniz Bölgesi’nde yer alan ve elması ile ünlü olan ilimizdir. Amasya Gezilecek Yerler başlıklı bu yazımızda Amasya’da Gezilmesi Gereken Yerleri ve Yeme İçme konularını işledik. Çok eski zamanlardan itibaren yerleşimin bulunduğu bu Anadolu şehri, Hititlerden itibaren birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Amasya ismi, eski isminin Türkçe okunuşu olarak telaffuz edilmesinden ortaya çıkmıştır. Amasya’nın eski adı; Amesseia, Amacia, Amaccia olarak bilinir. Pers, Pontus ve Roma İmparatorluğu zamanında ticarette kullanılan sikkelerin üzerinde şehrin adının yer aldığı bilinmektedir. Bu önemli uygarlıklar ve ticaret sayesinde epey gelişen Amasya’yı gelin birlikte tanıyalım.
Amasya’nın Tarihi
Amasya Karadeniz Bölgesi’nin orta kısmında yer almaktadır. Samsun, Tokat, Yozgat ve Çorum illeriyle komşudur. Amasya 350 bine yakın nüfusa sahiptir. 2006 yılında Amasya Üniversitesi’nin açılmasıyla şehre öğrenciler gelmiş ve burada bir hareketlilik katılmıştır.
Amasya tarihi milattan önce 4000 yıllarına dayanır. Birçok medeniyete ev sahipliği ve başkentlik yapmış olan Amasya sırasıyla; Hititler, Asurlular, Frigler, Kenmerler, Lidyalılar, Persler, Pentus Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, İlhanlılar ve Osmanlı Devleti’ne ev sahipliği yapmıştır. Amasya çokça da istilaya uğrayan ve işgal edilen bir şehir olmuştur.
Yıldırım Bayezid tarafından Amasya, 1393 yılında Osmanlı Devleti’ne katılmıştır. Osmanlı Devleti zamanında şehzadelerin eğitim gördüğü ve onlar tarafından yönetildiği için şehzade şehri olarak adlandırılmıştır. Osmanlı Devleti’ne padişahlık yapan İkinci Murad ve Yavuz Sultan Selim Han burada doğmuştur.
Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed Han ise daha sekiz yaşındayken Amasya Valisi olmuştur. İkinci Bayezid ise şehzadeliğini Amasya’da geçirmiştir.
Aynı zamanda Padişah İkinci Murad ve İkinci Bayezid da Amasya’da sancağa çıkan ve padişah olan şehzadelerdendir.
Osmanlı Devleti ve İran arasında 1555 yılında yapılan ilk barış anlaşması da Amasya’da yapılmıştır.
Aynı zamanda Amasya Kurtuluş Mücadelesi’nin başlangıç noktalarından biri olmuştur. 1919 yılında Amasya Genelgesi hazırlanmış ve yine Sivas Kongresi’ne burada karar verilmiştir. Yine bu dönemde İstanbul Hükümeti’nin Ankara Hükümeti’ni resmi olarak tanıdığı ilk yer Amasya Görüşmeleri sırasında olmuştur.
Amasya milattan önceye dayanan tarihi ile birçok mirası barındırırken 1773 ve 1841 yıllarında yaşanan iki büyük deprem ve 1915 yılında yaşanan yangın sonucunda büyük bir hasar görmüştür.
Amasya Gezilecek Yerler
Amasya, Hititlerden bu yana yerleşimin olduğu, tarihi mirasın yoğun olduğu şehirlerden biridir. Osmanlı Devleti’nin Sancak olarak belirlediği bu il, birçok medeniyet için önemli görülmüştür. Burada yaşamın milattan önce 4000’li yıllara dayandığı düşünülünce şehrin her yanı önem kazanıyor. Bu nedenle Amasya’nın Doğal Güzellikleri de bir hayli fazladır ve bölgeye gezi düşünüyorsanız birden fazla gün ayırmanızda fayda olacaktır. Şimdi de bu şehirde gezilecek yerleri inceleyelim.
Amasya Evleri
Amasya, şehir dokusunun birçok yerinde, özellikle Yeşilırmak sahili şeridinde yer alan Geleneksel Osmanlı Evi örnekleriyle doludur. Amasya mimari yapıları içinde önemli bir yere sahip olan bu evler Amasya Evleri olarak adlandırılmaktadır.
Amasya evleri, 19. Yüzyıla ait yapılardır. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında koruma altına alınmıştır. Bu evler yapılırken hımış ve bağdadi denilen teknikleri kullanılmıştır. Çoğunlukla aralıksız olarak yan yana inşa edilmiş bu evlere Türkiye’nin birçok şehrinde denk gelinebilir. Bu evlere en güzel örnek ise yine Amasya’da bulunan Yalıboyu Evleri’dir.
Amasya Evleri, bodrum kat üzerine inşa edilerek tek ya da çift katlı olarak tasarlanmışlardır. Avlu ve bahçeye sahip bu evler, dışarıya kapalı bir görüntü vermektedir. Bazı evlerin içerisinde haremlik – selamlık denilen, kadın ve erkekler için ayrı bölümler olacak şekilde dizayn edilmiştir. Dışarıdan görünümünü engellemek adına yüksek bahçe duvarları ile kapalı hale getirilmiştir. Pencerelerde ise ahşap kafeslikler kullanılmıştır.
Amasya evlerinin ikinci katı ilk katından daha geniştir. Böylece fazladan yer sağladığı gibi estetik görüntüde yakalanmıştır.
Sizde Amasya’ya gittiğinizde bu güzellikleri görmek isterseniz Hatuniye Mahallesi, Hazeranlar Sokak ve Yeşilırmak kıyısında kısa bir yürüyüş gerçekleştirebilirsiniz.
Amasya Kalesi
Amasya Kalesi, Harşane Dağı’nın dik kayalıkları üzerine yapılmıştır. Harşena Kalesi olarak da bilenen Amasya Kalesi, bir rivayete göre Pontus Kralı Mithridates tarafından yaptırılmıştır. Başka bir düşünceye göre de Amasya Kalesi, Kumandan Harsana ya da Kumandan Karsan tarafından yaptırıldığı için Harşana / Harşena olarak bilinir denir.
Amasya çok kez el değiştiren bir şehir olduğu için Amasya Kalesi çokça tahrip edilmiş ve çokça da onarılmıştır. Osmanlılar tarafından 1075 yılında fethedilen Amasya Kalesi, büyük bir onarım işlemi geçirmiştir. Konumu itibariyle şehri en güzel şekilde görebileceğiniz Amasya Kalesi, 1800’lü yıllara gelindiğinde askeri değerini kaybetmiş ve kullanılmamaya başlanmıştır.
Amasya Kalesi’nin dört kapısı bulunur. Bunlar; Belkıs, Meydan, Maydonos ve Saray kapılarıdır. Kalede bir dehliz, zindan ve bir de sarnıç bulunmaktadır. Kalenin yer altı yoluyla Yeşilırmak’a ve kral mezarlarına giden, milattan önce üçüncü yüzyıla ait merdivenli bir yolu mevcuttur. Aynı zamanda cami ve burç kalıntıları da bu güzergah üzerinde bulunur.
Osmanlı hamam kalıntıları, Kızlar Sarayı, Pontus Kaya Mezarlıkları, Amasya Evleri ve sur kalıntıları gibi birçok tarihi yapıyı buraya geldiğinizde ziyaret edebilirsiniz.
Amasya Bedesteni
Amasya Bedesteni 1483 yılında, İkinci Beyazid’in yardımcılarından biri olan Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. 1668 yılında meydana gelen depremle çokça hasar görmüş olan bu bedesten, 1865 yılında Amasya Mutasarrıfı Ziya Bey tarafından onarılmış fakat istenilen düzeyde verim alınamamış ve bedestenin orijinal hali maalesef bozulmuştur. Bedestenin yıkılan kısımları 1950 yılında iş hanı yapılmıştır. Amasya Bedesteni’nin ayakta kalan kısmı ise 1971’de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.
Gümüşhacıköy Bedesteni
Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1660 yılında yaptırılan bu bedesten, ilçe merkezinde yer alır. Bir kervansaray ve bir bedesten olarak inşa edilen bu yapının kervansarayı zamanla yıpranmış ve yıkılmıştır. Böylece günümüze sadece bedesten kısmı kalmıştır.
Dört giriş kapısı bulunan bu bedestenin içinde birçok dükkan bulunmaktadır. Bir de saat kulesi bulunan bu bedestene uğramayı isteyeceksiniz. Buradan alışveriş yapmak ve aynı zamanda bu tarihi bedestende olmak size iyi gelecektir.
Şehzadeler Geçidi
Amasya, Osmanlı İmparatorluğu zamanında şehzadelerin eğitim için saray dışına çıktığı ve yönettiği şehirlerden bir tanesidir. Bu kapsamda Amasya diğer sancaklardan ayrı olarak bir öneme sahiptir çünkü buraya gönderilen şehzadeler genellikle imparatorluğun başına geçmekteydi.
Yıldırım Beyazıt, Çelebi Mehmet, İkinci Murat, Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt ve Üçüncü Murat Amasya’da eğitim görmüş ve Osmanlı Padişahı olmuş şehzadelerdir. Şehzadeler burada yöneticiliği deneyimleme fırsatı elde etmişlerdir. Tahta çıkabilen şehzadeler yanında, burada eğitim alıp tahta çıkamayanlar da vardır. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa da Amasya’da sancağa çıkmış lakin öldürüldüğü için padişah olamamıştır.
Amasya Belediyesi şehrin bu önemli özelliğini ön plana çıkarmak ve bu tarihi yaşatmaya devam ederek aynı zamanda turizmi canlandırmak için Şehzadeler Geçidi’ni yapmıştır. Yeşilırmak kenarına yerleştirilen şehzade büstleri ile burada gezinti yaparken çok keyif alacaksınız.
Şehzadeler Müzesi
Alçak Köprü’nün ayağında yer alan bu ahşap ve iki katlı bina yapı, Yeşilırmak kıyısında bulunan eski sur duvarlarının üzerine inşa edilmiştir. Amasya’da yaşamış şehzadelerin orijinal görüntülerinden yola çıkılarak yapılmış heykellerinin bulunduğu bu müzede, dönemin kıyafetleri ve eşyalarıyla bir tarihi doku oluşturulmuştur. Amasya’ya geldiğinizde burayı ziyaret etmek isteyeceksiniz.
Yeşilırmak Kordon Boyu
Amasya’nın en güzel akarsuyu Yeşilırmak’tır. Sivas’tan doğan ve Amasya’ya kadar uzanan Yeşilırmak, Samsun’a kadar ulaşır ve buradan Karadeniz’e dökülür. Yeşilırmak kıyısında güzelce vakit geçirip, yürüyüşe çıkabilirsiniz. Piknik yapıp vakit geçireceğiniz kordonda yer alan müzeleri ve yapıları da görebilirisiniz.
Kral Kaya Mezarları
Helenistik dönemde Pontus Krallığı’na başkentlik yapan Amasya’da, bu döneme ait kral mezarlıkları bulunmaktadır. Harşena Dağı eteklerinde kayaların oyulmasıyla yapılan bu mezarlıklar milattan önce 333 yılı ile milattan sonra yirmi altı yıllarına aittir.
Bu kaya mezarlıklarına yine kayadan oyulmuş yollar ve merdivenlerden çıkılmaktadır. Yeşilırmak boyunca yer alan toplamda yirmi bir mezar olduğu bilinmektedir. Günümüze ise bu mezarlıklardan sadece birkaç tanesi ulaşmıştır.
Mezarlıkların içi olduğu kadar arkasında yer alan geçitlerde dikkat çekmektedir.
Bu mezarlıkların konumu şehre hakim bir noktadadır. İlerleyen zamanlarda hapishane ve keşişlerin inziva alanı olarak da kullanılan bu mezarlıklar, 1075 yılında Melik Ahmed Danişmend’in Amasya’yı fethetmesinden sonra tümüyle boşaltılmıştır.
Mezarların içleri boş olmasına rağmen oyukların ihtişamını görmek isteyeceksiniz.
Bimarhane
Mehmetpaşa Caddesi kenarında yer alan Bimarhane, Amasya Darüş-şifası Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi olarak da bilinmektedir. Günümüze kadar ayakta kalmayı başaran bu yapının en önemli özelliklerinden biri müzikle tedavi yapmasıdır.
Anadolu’da müzikle tedavi gerçekleştiren ilk hastane olan Bimarhane, 1308 yılında, Anber Bin Abdullah tarafından İlhanlı Devleti Hükümdarı Sultan Mehmet Olcaytu ve karısı Uduz Hatun adına yapılmıştır.
Günümüze kadar gelmeyi başaran bu yapının mimarı ise bilinmemektedir. Bu eser aynı zamanda İlhanlı döneminden günümüze ulaşan tek eserdir.
Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi
Ferhat Su Kanalı olarak adlandırılan yerde Amasya Belediyesi tarafından inşa edilen Ferhat ile Şirin Müzesi’nde, birçok aşk tasvir edilmiştir. Bunlardan bazıları; Mimar Sinan ile Mihrimah Sultan, Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliet aşkıdır. Bunların yanı sıra Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre’nin ilahi aşkı da anlatılmıştır.
Bu etkileyici müzeyi görmeden Amasya’dan ayrılmak istemeyeceksiniz.
İkinci Beyazıt Külliyesi ve Camii
İkinci Beyazid’in oğlu, Şehzade Ahmet’in Amasya Valiliği görevi sırasında babası için yaptırdığı bu külliye ve camii, 1486 yılında tamamlanmıştır. Bu külliye içinde bir cami, medrese, şadırvan ve bir de imaret bulunmaktadır.
İkinci Beyazıt Külliyesi ve Camii, zaviyeli olarak adlandırılan camii yapısının en önemli eserlerinden biri olarak bilinir.
Medrese, cumhuriyetin ilanıyla birlikte İl Halk Kütüphanesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu yapının imaret kısmı ise Maket Amasya Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Boraboy Gölü
Doğal bir set gölü olan Borabay Gölü, piknik ve yürüyüş yapabileceğiniz, hatta kamp yapabileceğiniz bir alandır. Gölün etrafında bulunan ağaçlık alanda dinlenebileceğiniz harika bir atmosfer bulunmaktadır. Bu ağaçlık ortamda sedir, kestane, sarıçam ve kayın ağaçları bulunur. Boraboy Gölü’nün rengi zümrüt rengidir. Fotoğraflarınızı renklendirecek bu gölde keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Hazeranlar Konağı Müze Ev
Hazeranlar Konağı’nda 19. Yüzyıl dönemine ait ev eşyaları sergilenmektedir. Üç yüzün üzerinde günlük eşyanın sergilendiği müze, 1865 yılında, Defterdar Hasan Talad Efendi tarafından yaptırılmıştır. Hazeran adında bir kadının uzun yıllar bu konakta yaşamasıyla buranın adı Hazeran Konağı olarak kalmıştır. Osmanlı mimarisi ve tarzını yaşatan bu konak, üç katlı olmakla birlikte haremlik selamlık olarak iki bölümden oluşmaktadır.
Ziyarete açık bu müzeyi Amasya’ya geldiğinizde görebilirsiniz.
Aynalı Mağara
Kaya mezarlarının en iyisi olan Aynalı Mağara, şehir merkezine üç kilometre uzaklıktadır. Mezara merdivenle çıkılmakta olup, mezar düz bir alana yapılmıştır. Mezarın dış kısmında da oymalar mevcuttur. Mağaranın dış yüzeyi diğerlerinden farklı olarak parlatılmıştır. Bu sayede güneş vurduğunda parlayan mağaraya, Aynalı Mağara adı verilmiştir.
Helenestik dönemde burada yaşayan Mitra Rahibi Tes’e ait bu mezar milattan önce ikinci yüzyılda yapılmış, anıtsal bir mezardır. Mezarın duvarında Rahip Tes’in adı da yazılıdır. Mağara genişliği ve içine yapılmış resimlerle fark yaratmaktadır. Bu resimlerin Bizanslılar Döneminde orada kalan keşişler tarafından yapılmış olduğu düşünülmektedir.
Aynağı Mağara hakkında daha detaylı bilgilere ulaşmak için Aynalı Mağara yazımızı okuyabilirsiniz.
Taşhan
Mutasarrıf Rahtuvan Hacı Mehmet Paşa tarafından, 1699 yılında, Mimar Mehmet Kalfaya yaptırılan Taşhan’a, 2012’de restorasyon yapılmıştır. Üzerinde değişik motiflerin yer aldığı Taşhan’da geniş bir avlu bulunur. Kenarlarına yerleşen dükkanlar ile Taşhan hala ziyaretçilerini ağırlamaktadır. İki katlı olan Taşhan’ın ikinci katı bakımsız olduğundan kullanılmamaktadır.
Ferhat Su Kanalı
Amasya şehrinin su ihtiyacını karşılamak adına, Geç Helenistik – Erken Roma Dönemi’nde yapılmıştır. Kayaların oyulmasıyla açılan tüneller sayesinde, arazinin de yapısına bakılarak yapılmıştır. Ferhat ve Şirin’in aşkının burada gerçekleştiği rivayet edilir. Bu sebeple Ferhat Su Kanalı olarak adlandırılmıştır. Bu su kanalının yakınına Amasya Belediyesi tarafından yapılan Ferhat ve Şirin Müzesi bulunmaktadır.
Gök Medrese
Gök Medrese, 1267 yılında Amasya Valisi Seyfeddin Torumta tarafından inşa ettirilmiştir. Sekizgen şeklinde yapılan medresenin kasnağında bulunan mavi sırlı tuğlalardan kaynaklı Gök Medrese ismini almıştır. Selçuklu dönemine ait sanatı yansıtan bu medresede bir cami bir de türbe bulunmaktadır. Gök Medrese kapalı bir külliye biçimde yapılmıştır. Amasya’nın önemli tarihi doğasını sunan bu medreseyi görmeden Amasya’dan ayrılmamalısınız.
Kızlar Sarayı
15. Yüzyılda, İkinci Bayezid’in Kapı Ağalığını yapan Firuz Ağa tarafından, Osmanlı Dönemi’nde yaptırılmıştır. 16. yüzyılda İsfandiyar Çelebi’nin yaşadığı bu sarayın harem kısmı, Kızlar Sarayı olarak bilinmektedir. Kızlar Sarayı, iki yüz yıla yakın bir süre Osmanlı valileri, şehzadeleri ve hatunları tarafından kullanılmıştır. 1852 yılından sonra kullanımı biten saray, bakımsızlıktan dolayı bugün kötü halde bulunmaktadır.
Kızlar Sarayı’nın bulunduğu yerde yapılan kazı çalışmaları sonucunda; Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı yapı kalıntıları bulunmuştur. Bu bölgede kazı çalışmalarına hala devam edilmektedir.
Selçuklu Sultanı Birinci Mesud tarafından, 1146 senesinde bu bölgeye medrese, cami, saray ve hamam yaptırmıştır. Sultanın yaptırdığı hamamlar günümüze kadar gelmiş ve gezilebilecek durumdadır.
Maket Müzesi
İkinci Bayezid Külliyesi’nin içinde bulunan imarethanenin bir bölümüne kurulmuştur. Müzede, Amasya’nın geçmiş yüzyıllardaki bir halinin orijinal boyutlarına sadık kalınarak küçültülmesiyle yapılmış bir şehir maketi bulunmaktadır.
1914 yılında çekilen bir fotoğraf esas alınarak hazırlanan bu maket hem mimariyi hem sokağı hem de yaşamı gözler önüne sunmaktadır. Canlı hissettiren tasarımı ile maket havasının üzerinde bir beğeni sunar. Hareket eden treni, kayan yıldızları, gecesi gündüzü ve akan ırmağı, giden faytonları ile size farklı hisler uyandıracak bu müzeye bayılacaksınız. Yaklaşık yirmi dakika süren bu yolculukta size dönemin müzikleri ve sokak sesleri eşlik edecektir.
Saraydüzü Kışla Binası ve Milli Mücadele Müzesi
Kurtuluş Mücadelesi’nin üstlerinden olan Amasya’da, 1919 yılında Mustafa Kemal’in buraya ziyaretlerinde bulunduğu yer, Saraydüzü Kışla Binası’dır. Bu bina aynı zamanda Amasya Genelgesi’nin yazıldığı yerdir. Bina bu tarihi önemi de göz önüne alınarak Yeşilırmak kıyısında tekrar inşa edilmiştir. Cumhuriyet Dönemi tüm eserleri ve belgeleri burada sergilenmektedir. Aktif olarak çalışan ve sürekli etkinliklerin düzenlendiği bir merkez olan bu müzeye gideceksiniz, önden programlarına göz atabilir ve dilediğiniz bir etkinliğe katılabilirsiniz.
Saraydüzü Kışlası Milli Mücadele Salonu’nda, Mustafa Kemal’in Amasya’ya gelişini canlandıran on iki tane balmumu heykel bulunmaktadır.
Mustafa Kemal’in Osmanlı Devleti tarafından görevlendirmelerinin yer aldığı orijinal belgelerin kopyaları ve Amasya’da geçen zamanda gelişen olaylar ve belgeler de yer almaktadır.
Amasya Genelgesi’nin hazırlanış sürecinin de anlatıldığı heykeller burada sergilenmektedir.
Saraydüzü Kışla Binası’nda sergi salonları, toplantı odaları ve amfisi ile bu bina, bir kültür merkezi olarak çalışmaktadır.
Müze Müdürlüğü ve Amasya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından işletilen Saraydüzü Kışla Binası ve Milli Mücadele Müzesi’ni ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
Amasya’da Ne Yenir?
Karadeniz bölgesinin efsane lezzetlerini Amasya’da tadabilirsiniz. Birçok medeniyetle ilişki kurulmuş ve uzun bir geçmişe ait olmanın getirdikleriyle Amasya; çorbalardan hamur işlerine, sebze yemeklerinden et yemeklerine kadar birçok kendine has yemeğe sahiptir. Özellikle Osmanlı Sultanlarına ev sahipliği yapan bu şehirde gelişmiş ve geleneksel Osmanlı Mutfağı esintilerini de bulmak mümkündür.
Tadı damağınızda kalacak bu lezzetlerden bazıları şunlardır; Amasya çöreği, çatal çorba, bakla dolması, helle çorbası, ciğer sarması, kabak kabuklu pilav, sakala çarpan, sirkeli ciğer, toyga çorbası, patlıcan pehli, cılbır, haşhaşlı çörek, ayva gallesi, göbek dolması, cevizli hangel, elma tatlısı, şeker böreği, pirpirim, etli bamya, vişneli ekmek, kalbur tatlısı…
Amasya’da yemek yiyeceğiniz bazı restoranlar ise şöyledir; Küçükağa Restoran, Beyoğlu Restoran, Amaseia Mutfağı, Galip Amasya Çörekçisi, Bedesten Osmanlı Mutfağı
Amasya’dan Neler Alınır?
Amasya denilince akla ilk olarak elma gelmektedir. Amasya’ya gittiğinizde kendiniz ve sevdikleriniz için elma alabilirsiniz. Ağırlık etmek istemezseniz de bu lezzetli elmaların kurutulmuş halleri tercihiniz olabilir.
Elmasının yanında pirinci de epey ünlüdür Amasya’nın… Bu yöresel lezzetle mutfağınıza yeni bir tat katacaksınız. Yöresel lezzetlerden olan el emeği salçalar, erişteler, tarhanalar alabilir; Amasya’da sıkça tüketilen kuşburnu ezmesini sofralarınıza taşıyabilirsiniz.
Şehrin birçok yerinde ve tarihi alanlarında bulunan dükkanlardan el emeği ve Amasya’ya özgü yazmalar ve yemeniler alabilirsiniz. Bunun yanında yine el emeği takılarda alabilir, sevdiklerinizi sevindirebilirsiniz.
Amasya’ya Nasıl Gidilir, Şehir İçi Ulaşım Nasıldır?
Amasya’ya nasıl gidilir sorusundan önce ne zaman gidilir sorusunu cevaplamak daha doğru olacaktır. Çünkü Amasya bir Orta Karadeniz şehri olarak, yılın büyük bir çoğunluğunda yağış almaktadır. Kış aylarında da oldukça soğuk olan bu bölgeye gidilecek en doğru zaman ise yazdır.
Orta Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Amasya’ya, Karadeniz’in diğer illeri ve İç Anadolu Bölgesi’nden kısa sürece ulaşabilirsiniz. Daha güneyde ya da batıda iseniz hava yolu seçmeniz daha rahat bir gezi süreci geçirmenizi sağlayabilir. Amasya’da bulunan ve 2018 yılında hizmete açılan Merzifon Havalimanı sayesinde yolculuk sürenizi azaltabilirsiniz.
Amasya’da şehir içi ulaşım yaygın olarak kullanılan otobüs ve dolmuş ile yapılmaktadır. Otobüs için geçerli olan karttan kolayca satın alabilirsiniz. Bunun yanında araç kiralama veya turistik bölgelere gitmeniz için yardımcı olacak taksileri tercih edebilirsiniz.
Amasya’da Konaklama
Amasya’da otel konaklaması için önden biraz araştırma yapmanız çokça önemlidir. Çünkü burada oteller hizmet kalitesine göre herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmamıştır. Kısacası kaldığınız otelin standardını belirleyen beş yıldızlı, dört yıldızlı gibi tanımlamalar yoktur. Bu sebeple kullanıcı yorumlarını dikkatle okumalı ve otelleri arayarak bilgi almalısınız.
Amasya’da Harşena Dağı eteklerine kurulmuş oteller ve termal oteller bulunmaktadır. Termal otel tercih edecekseniz otelin kaplıca işletme belgesinin olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Bu seçeneklerin yanında daha tarihi bir dokuyu tercih eder ve farklı bir deneyim yaşamak isterseniz otele çevrilmiş olan Osmanlı Konakları’nı tercih edebilirsiniz. Dağ kenarlarında yer alan bu konaklar sayesinde muazzam bir Amasya manzarasına uyanacaksınız.
Sizin için bazı otel önerilerimiz şöyledir; Lalehan Hotel, Beyoğlu Hotel, Simre Hotel, Uluhan Hotel.
[alert-note]Amasya Gezi Rehberi başlıklı yazımız ilginizi çektiyse bir diğer Karadeniz şehri olan Rize Gezi Rehberi yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz. Bizi İnstagram üzerinden @yaz_tatilii adresinden takip edebileceğinizi unutmayınız.[/alert-note]
