Kırşehir gezilecek yerler açısından son derece zengin, kültürel ve tarihsel mirasa sahip önemli şehirlerimizden birisidir. Merkezi nüfusu 2021 verilerine göre yaklaşık 160 bin iken, şehrin toplam nüfusu ise yaklaşık 245 bin kadardır. 6.570 km2 genişliğinde bir alana kurulmuş olan ilin trafik plaka kodu ise 40’tır. İl sınırları ortalama 900 m ila 1200 m yüksekliğindeki topraklardan oluşmaktadır. Bu özelliği sayesinde çok sayıda yaylalara ve irili ufaklı akarsulara sahiptir. En meşhur akarsuyu ise Kızılırmak’tır. Zaten şehrin büyük fotoğrafına bakıldığında Kızılırmak Havzasına kurulmuş olduğu görülmektedir.
Havzadaki topraklar son derece verimli olup tarımsal üretimde önemli bir paya sahiptir. Ayrıca nehir etrafında yoğun ticaret yolları ve gelişmiş imkanları bulunmaktadır. Bu özellikleri sayesinde tarih boyunca her dönem önemli bir yer olarak görülmüş ve kullanılmıştır. Orman arazileri bakımından tıpkı diğer İç Anadolu şehirleri gibi zayıf olup, tipik bir bozkır şehridir.
Buna bağlı olarak karasal iklimin hakim olduğu bölgede kışları soğuk ve sert geçer. Fakat karlı geçen gün sayısı çok değildir. Yazları ise sıcak ve oldukça kurak geçer. Kırşehir’ yağmurlar sonbaharda ve daha çok ilkbaharda düşer. Kırşehir’in ilçeleri Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman ve Mucur olmak üzere 6 tanedir. Bu ilçeler arasında en meşhurları Çiçekdağı ve şüphesiz Kaman’dır.
Kırşehir Gezilecek Yerler Listesi
Kırşehir gezilecek yerler listesi merak edenler ve buraları ziyaret etmek isteyenler için genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilir.
- Cacabey Medresesi
- Kesikköprü
- Aşık Paşa Türbesi
- Dulkadirli Yeraltı Şehri
- Üçayak Kilisesi
- Melikgazi Kümbeti
- Yunus Emre Türbesi
- Ahi Evran Zaviyesi
- Çağırkan Kale Höyük
- Merkez Kalehöyük
- Alaaddin Camii
- Fatma Hatun Kümbeti
- Lala (Lale) Camii
- Hacıbey Konağı
Cacabey Medresesi
Cacabey Medresesi, adını Ceceli aşireti beyi olan Emir Bahaeddin Caca’nın oğlu Cacaoğlu Nureddin Bey’den almaktadır. 1240 yılında Kırşehir’de doğan Cacabey, ilk olarak Eskişehir’de ardından da Tokat vilayetinde valilik yapmıştır. İyice Moğol boyunduruğuna girilmeye başlandığı bir dönemde Kırşehir’e vali olarak Moğollarca atanmıştır. Moğollarla iyi geçinmeyi şiar edinen Cacabey, takvim yaprakları 1272 yılında hızla yol alırken ilk gökbilim medresesi olan Cacabey Medresesi’ni kurarak burada bilimsel faaliyetlerde bulunarak birçok başarılı işlere imzasını atmıştır. O dönemin en önemli eğitim merkezlerinden birisi olarak günümüz fakülteleri gibidir. Burada tasavvuf, felsefe ve İslam hukuku gibi dersler de okutulmuştur.
Kırşehir gezilecek yerler arasında olmazsa olmaz denilebilecek Cacabey Medresesi 3 üç farklı tuğla sistemi ile inşa edilmiş olup türünün Anadolu’daki ilk ve tek örneğidir. Taç kapısında yazan Arapça metne göre Selçuklu Sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde Kırşehir Emiri Cacaoğlu Nureddin Cebrail tarafından 1272 – 1273 yılları arasında inşa edilmiştir.
Dulkadirli Yeraltı Şehri
Dulkadirli yeraltı şehri, bölgede bulunan birçok yeraltı şehri gibi Roma döneminde kalmadır. 200’lü yıllarda Hristiyanlığın hızla yayıldığı bölgede putperestler ile Hristiyanlar arasında büyük çekişmeler yaşanmıştır. Bu dönemde Kapadokya bölgesinde yaşayan Hristiyanlar başta ibadet etmek ve korunmak amacıyla olmak üzere sığınmak ve yaşamak gibi nedenlerle pek çok yeraltı şehirleri inşa etmişlerdir. İl merkezine yaklaşık 50 km kadar mesafede yer alan Dulkadirli Yeraltı Şehri, bu yeraltı şehirlerinden en meşhur ve büyük olanıdır.
22 m uzunluğundaki tonoz şeklinde bir tünel ile başlayan yeraltı şehri 30X50 m uzunluğunda ve 20 m yüksekliğinde olup sonunda üstü açık bir avluya ulaşır. Avlunun etrafında oyma şeklinde 5 salon ve 8 oda bulunmaktadır. Alt tarafa ise sadece 5 numaralı kapıdan iniş bulunmaktadır. Burada aynı zamanda bir de su kuyusu yer almaktadır. Galeri kısmında ise değirmen taşı olduğu düşünülen 2 büyük taş kütlesi yer alırken bu kütleler aynı zamanda yuvarlak şekilde tasarlanmış kemerli kapıları kapatmak için de kullanılmış olabileceği düşünülmektedir.
Galerinin en sonundaki odada ise daha küçük bir değirmen taşı yer almaktadır. Yine burada Hristiyanlarca işlendiği düşünülen nişlerle süslenmiş bir ibadethane yer almaktadır. Şehrin 130 m doğusunda ise buranın devamını andıran görünümüyle nispeten daha küçük bir yerleşim yeri daha bulunmaktadır. Planı ve yapısı itibariyle tipik bir Selçuklu Kervansarayını andıran özelliği ile diğer yer altı şehirlerinden daha farklı bir yapıdadır.
Yunus Emre Türbesi
Yunus Emre Türbesi Ulupınar kasabası sınırlarında yer almaktadır. Etrafı sarp kayalıklardan oluşan Yunus Emre Milli Parkı içerisinde sonradan yapılmıştır. Türbenin hemen yakınında bulunan Çilehane, Yunus Emre’ye atfedilmektedir. Buraya kuzeyde 25 km mesafedeki hacı Bektaş-ı Veli ve güneyde 10 km mesafedeki Tabduk ile üçgen oluşturması göze çarpan bir diğer önemli hususlardan olmaktadır. Dönemin en önemli tasavvuf isimleri ve önderleri olması açısından bu durum kayda değer görülmektedir.
Kesikköprü
Kırşehir gezilecek turistik yerler arasından Kesikköprü, Kırşehir merkezde bulunan Kesikköprü köyünde yer almaktadır. 1248 yılında Anadolu Selçuklu devrinde Kızılırmak üzerine inşa edilmiştir. Dönemin en önemli eserlerinden birisi olan bu köprü Konya ve Kırşehir’i birbirine bağlamak amacıyla yapılmıştır. Yaklaşık 400 m uzunluğunda ve 6 metre genişliğindeki köprünün sivri kemerli 13 gözü bulunmaktadır. Muhtelif tarihlerde tadilat gören köprü son olarak 2004 yılında bakımdan geçirilmiş olup günümüze kadar gelmiş bulunmaktadır.
Ahi Evran Zaviyesi
Kırşehir gezilecek önemli yerler içinden Ahi Evran Zaviyesi için ayrı bir parantez açmak gerekir. Ahi Evran Moğol istilası karşısında durarak etrafında topladığı Türkmenlerle beraber büyük mücadeleler vermiştir. Aynı zamanda Anadolu’nun Türkleşmesi için büyük çabalar sarf etmiş ve halk tarafından çok sevilmiştir. Esnafın dayanışma ve birlik içerisinde hareket edebilmesi için öncülük etmiş ve daha sonra Ahilik adını alacak olan teşkilatın kurucusu olmuştur.
Bu teşkilat faaliyetleri ile önce bölgenin ardından da Anadolu’nun ve Rumeli’nin Türk – İslam coğrafyası olmasına büyük katkılar sağlamıştır. Ahi Evran’ın anısına inşa edilen zaviye, daha sonra cami olarak da kullanılmaya başlanmıştır.
Aşık Paşa Türbesi
Aşık Paşa Türbesi, merhumun kendi isteği ve vasiyeti üzerine Ertana Veziri olan Alaattin Alişahruhi tarafından Kırşehir’in kuzeydoğusunda yer alan tepeye inşa ettirilmiştir. Aşık Paşa’nın asıl adı Ali ve eserlerindeki mahlası da Aşık’tır. Beşe, paşa veya başağa gibi lakapları o denemdeki kültüre göre babasının ilk erkek çocuğu olduğuna delalet etmektedir.
Eğitim hayatına Süleyman-i Kırşehri ile başlayıp ardından dönemin önde gelen isimlerinden olan İlyas Paşa ve İlyas Paşa’nın halifelerinden olan Şeyh Osman’dan dersler alarak devam etmiştir. 1332’de vefat ettiğinde ardında Garibname, Fakrname, Kimya Risalesi ve Vasf-ı Hal gibi önemli eserler bırakmıştır. Türbesi Orta Asya Türk çizgisinde seyreden en önemli Türk – İslam eserlerinden birisi olarak öne çıkmaktadır.
Üçayak Kilisesi
Kırşehir gezilecek yerler sıralanırken Üçayak Kilisesi’nden bahsetmezsek olmaz. Dönemin önemli yapılarından birisi olarak dikkat çeken kilisenin yapılış tarihleri 10-11. Yüzyıl olarak tahmin edilmektedir. Bizans’ın iki imparatoru tarafından adak yeri olarak inşam ettirildiği düşünülmekte olup tamamen tuğladan yapılmıştır.
Bu özelliği açısından o dönemin en önemli eserlerinden birisi olarak kabul görmektedir. 1938’deki depremde oldukça etkilenen kilisenin günümüze ancak kalıntıları ulaşmış bulunmaktadır.
Melikgazi Kümbeti
Melikgazi Kümbeti, il merkezinde bulunmakta olup Mengüçük Oğlu Melik Muzaffereddin Behram Şah adına eşi tarafından inşa ettirilmiştir. Yapılış tarihi 1240 -1250 yılları arasına denk gelmektedir. Zamanın tipik 8 köşeli gövdesi, köşeleri de pahlı kare kaideler üzerine yerleştirilmiştir. Silindirik üst konik külahlarda üçgen pahlar tercih edilmiştir.
Bu da o dönemki Türk türbe mimarisinde Orta Asya çadır sanatının izlerini görmemize olanak tanımaktadır. Üstelik bu yapısı ile o dönemki kümbetlerde bu esinlenmenin çok kuvvetli olduğuna en büyük desteklerden birisi olmaktadır.
Merkez Kalehöyük
Kırşehir gezilecek tarihi yerler listesine henüz eklemediyseniz Merkez Kalehöyük mutlaka eklenmelidir. Bölgede yapılan kazı çalışmaları sonucunda Kırşehir’in en eski yerleşim yeri olduğu ortaya çıkmıştır. Şehrin ortasından akan Kılıçözü Çayı kenarında yer alan en yüksek noktada bulunmaktadır. Bu sebeptendir ki bölge halkı tarafından kale olarak da isimlendirilmektedir. Yüksekliği yaklaşık 35 metre olan bölgede günümüzde sadece bir okul ve Alaeddin Cami bulunmaktadır.
Alaeddin Camii
Alaeddin Cami adından da anlaşılacağı üzere Selçuklu döneminde inşa edilmiştir. Kalehöyük üzerinde yer alması hasebiyle muhtelif zamanlarda yıkılmış ve yeniden yapılmıştır. Yapının en dikkat çekici özelliği girişinde yer alan zengin taş süslemesidir ve bu özelliği de Selçuklu döneminin en zengin taş süslemesi örneklerinden birisi olmasıdır.
Fatma Hatun Kümbeti
Fatma Hatun Kümbeti 1266 tarihinde dönemin önde gelen isimlerinden birisi olan Hoca aka Maatır tarafından Fatma Hatun adına inşa ettirilmiştir. Kırşehir gezilecek tarihi yerlerden birisi olarak yoğun bir ziyaretçi akınına uğramaktadır. Merkez Medrese Mahallesi Kümbealtı Mezarlığı içerisinde yükselen yapı, köşeleri üçgen pahlı kare kaide üstüne sekizgen gövdeli olarak imar edilmiştir. Düzgün kesme taşlarla yapılmış olup o dönemki tipik kubbe görünümündedir.
Lala (Lale) Camii
Lala Camii, günümüzde cami olarak kullanılmada yapısı ve mimarisi gereği ilk yapıldığında darphane olarak kullanıldığı yönünde kuvvetli bulgulara sahip bir yapıdır. Kesme taşlar ve molozdan yapılmış olup 1200’lü yıllarda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Dönemin mimarisinden kuvvetli esintiler bulunduran yapı payeler üzerine kondurulmuş üç kubbe ile örtülerek kapatılmıştır.
Hacıbey Konağı
Kırşehir gezilecek turistik yerler konusundan bahsederken Hacıbey Konağı kes geçilmemelidir. Şehirdeki Cumhuriyet dönemi en önemli eserlerinden birisi olan konak, O zamanki Kırşehir Özel İdare Müdürü olan Hacıbey tarafından 1925’te inşa ettirilmiştir. Bir süre sonra kamulaştırılarak Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesine verilmiştir. Bakanlık tarafından restore edildikten sonra Ahilik Araştırma Enstitüsü uhdesine verilmiştir.
Çağırkan Kale Höyük
Kırşehir gezilecek yerler listesine eklenmesi gereken en önemli yerlerden birisi de Çağırkan Kale Höyük olmalıdır. Genişliği 500 metreyi bulan höyük yaklaşık 27 metre yüksekliğindedir. 1986 yılında Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi tarafından başlatılan arkeolojik kazılar günümüzde halen devam etmekte olup tahminen milattan önce 3000 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Kazı esnasında çıkarılan eserlerin çeşitliliğine bakıldığında höyük üzerindeki bazı kalıntılar İslami esintiler de sergilemektedir. Bu da bölgenin yakın zamana kadar yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösterir nitelikte bir durumdur. Çoğunlukla günlük kullanılan çömlek ve çanak gibi ev aletlerinden oluşan kalıntılarda çoğunlukla Hititler ve Frigyalıların izleri görülmektedir.
Kırşehir Tarihi
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden birisi olan Kırşehir, gezilecek yerler açısından da bu özelliği sayesinde ldukça zengindir. Bilinin ilk adı olan Akua Saravena yani Su Şehri’dir ve Hititliler dönemine dayanır. Ardından Persler döneminde Güzel Atlar Ülkesi anlamına gelen Katpadukya ve Kapadokya olarak isimlendirilmiş. Romalılar Makissos diye adlandırırken Bizanslılar ise bu köklü kente Justinianapolis demişlerdir. Anadolu Selçukluları döneminde ise Gülşehri adını alarak anılmaya başlamıştır.
Kırşehir, XI. Yüzyıldan itibaren ilim ve güzel sanatlar açısından adeta şahlanarak dönemin en önemli şehirlerinden birisi olmaya başlamıştır. Anadolu Selçukluları’nın ilim ve sanata verdiği önemle adeta yeniden canlanan şehir tarihindeki altın çağlarından birisini yaşamıştır.
Kösedağ Savaşı (1243) ile birlikte Moğol istilasına uğrayan Anadolu’da bir karışıklık ve boşluk hüküm sürerken Moğollar tarafından Kırşehir’e vali atanan Cacaoğlu Nureddin Bey, bu süreci en iyi şekilde atlatabilmek adına onlarla ılımlı bir siyaset yürütmüştür. Bu da şehrin o dönemde yaşanan sıkıntıları en az zararla atlatarak bayındır bir halde kalmasına olanak tanımıştır.
Cacabey önderliğinde büyük atılımlar gösteren kentte Gökbilim Medresesi kurulmuş, Ahilik teşkilatı Ahi Evran tarafından kurularak Kırşehir’den yayılmaya başlamıştır. Aynı dönemlerde Türk dilinin öncüsü olarak kabul edilen Aşıkpaşa, Ahmedi Gülşehri, Hacı Bektaş-ı Veli ve Süleyman Türkmani gibi ünlü mutasavvıflar, şairler ve Türk-İslam düşünürleri yetişerek başta şehre olmak üzere akın akın çevresini ve tüm Anadolu’yu etkilemişlerdir.
Moğol istilası esnasında Taptuk Emre ve Yunus Emre gibi dönemin önemli manevi liderleri de yine Kırşehir civarında yetişmiştir. Bu isimler istila döneminde halkın maneviyatını ve moralini yüksek tutarak örgütlemiş ve böylelikle zorlu sürecin daha kolay atlatılmasına büyük katkı sağlamışlardır. Bölgeden yayılan düşünceler hızla etrafa da yayılarak Türk – İslam birliğinin yeniden tesisine yardımcı olmuştur.
Moğolların ardından şehir birkaç Anadolu Beyliği arasında sık sık el değiştirse de son olarak II. Murad döneminde Osmanlılar hakimiyetine girmiştir. Bu dönemden itibaren sakin ama bir o kadar da uğrak bir yer olarak 1850’lere kadar gelmiş olan şehir, bu tarihlerden itibaren eski önemini yitirmeye başlamış ve önemli yollar arasında küçük bir yerleşim yeri olarak kalmaya başlamıştır.
Bu dönemde önce Konya Eyaletine bağlı bir sancak olmuş. Ardından Konya Eyaleti Niğde Sancağı’na bağlı bir kaza son olarak ise Ankara Vilayeti’ne bağlı bir sancak olmuştur. 1924’te il olan Kırşehir 1954’te Nevşehir İli’ne bağlı bir ilçe olsa da 1957’de yeniden il olmuştur. Günümüzde eski şatafatlı günlerinden çok uzak bir görüntü verse de her an büyük bir patlama yapabilecek tarihi ve kültürel bir birikime sahip olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.
Kırşehir Mutfağı ve Yöresel Yemekleri
Kırşehir mutfağı ve yöresel yemekleri bakımından binlerce yıllık bir geçmişin vermiş olduğu zenginliğe sahiptir.
- Çullama
- Yoğurt / ayran çorbası
- Hamur köftesi
- Kırşehir köftesi
- Et yahnisi
- Tandırda çömlek paça
- Çömlekte kuru fasulye
- Aside tatlısı
- Pekmezli pelte tatlısı
- Çir yağlaması
- Lepe
- Sündürme
- Kesme aşı
- Madımak önde gelen lezzetlerinden olmaktadır.
Yukarıda bahsi geçen Kırşehir yöresel lezzetleri yanı sıra Kaman cevizi, üzüm pekmezi, besmeç, pestil, tarhana, topalak ve cevizli sucuk da ünlü lezzetlerinden olmaktadır.
Kırşehir Gezilecek Yerlere Nasıl Gidilir?
Kırşehir gezilecek yerler başlıklı yazımızın sonuna gelmişken Kırşehir gidilecek yerlere nasıl gidilir sorusuna da cevap vermeye çalışalım. Bu coğrafyanın en eski tarihi ve kültürel yerleşim yerlerinden birisi olan Kırşehir, günümüzde eskiye nazaran daha küçük bir yerleşim yeridir.
Birçok tarihi ve kültürel yapıları da merkezde ve merkeze yakın yerlerde bulunmaktadır. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda gezilecek yerlere gitmek de son derece kolay olmaktadır. Kendi aracı olmayanlar dahi çok kolay bir şekilde giderek kolaylıkla gezebilecektir.
[alert-note]Kırşehir Gezilecek Yerler başlıklı yazımız ilginizi çektiyse Ankara Gezilecek Yerler yazımızı da okuyarak bölgeye yakın konumda bulunan bir diğer ilimizi yakından tanımanızı tavsiye ederiz. Bizi İnstagram üzerinden @yaz_tatilii adresinden takip edebileceğinizi unutmayınız.[/alert-note]