Mimarisi, tarihi ve birçok doğal güzelliği ile sıcak ve ılıman bir iklime sahip önemli turizm ve tatil bölgelerinden birisi olan Mersin ilimiz açısından Mersin gezilecek yerler listesini düzenledik ve gezmeniz, görmeniz deneyimlemeniz gereken güzel aktiviteleri bir araya getirmek istedik.
Mersin gezilecek yerler listesi;
Tarihi ve doğal güzellikleri mutlaka görmeniz gereken turizm açısından da değerli Mersin önemli gezilecek yerleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Cennet- Cehennem Obrukları
- Kız Kalesi
- Yer Köprü Şelalesi
- Aynalı Göl
- Atatürk Evi Müzesi
- Mersin Marina
- Alahan Manastırı
- Adam Kayalar
- Soli Pompeipolis Antik Kenti
- Kisecik Kanyonu
Cennet- Cehennem Obrukları
Mersin’in önemli gezilecek yerlerinden birisi olan cennet cehennem obrukları Mersin’in Silifke ilçesinde Narlı kuyu kasabasında bulunmaktadır. Cennet obruğu; bir yeraltı deresinin yol açmış olduğu kimyasal erozyonla tavanın çökmesi sonucu oluşan büyük bir çukurdur. Elips şekline benzer ve ağız kısmı çapları yaklaşık 250 m ile 110 m, derinliği ise 70 metredir. Çökük tabanının güney ucunda 200 m uzunluğunda ve en derin noktası 135 m olan büyük bir mağara girişi ve bu mağaranın ağzında küçük bir kilise bulunmaktadır.
Kilisenin giriş kapısı üzerinde ki 4 satırlık kitabede, bu kilisenin 5.yy’da Paulus adında dindar bir kişi tarafından Meryem Ana’ya yaptırılmış olduğu yazılmaktadır. Bu nedenle inanç turizmi açısından da önemlidir. Cennet obruğunun içerisine yeterince geniş 452 basamaklı taş merdivenlerle inilmektedir. Kiliseye tam olarak 300. basamakta varılır. Kiliseden sonra ki mağaranın bitim noktasında mitolojik bir yeraltı deresinin sesi duyulmaktadır. Cehennem obruğu; Cennet ve Cehennem obrukları yan yana yer almaktadır.
Cehennem obruğu da cennet obruğu gibi yeraltı suyu ile kimyasal erozyonla, tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş 130 metre derinliğinde büyük bir çukurdur. Cennet obruğunun yaklaşık 75 metre kuzeyindedir. Obruğun kenar kısımları içbükey olduğu için içerisine inmek mümkün değildir. Mitolojiye göre Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon’u buradaki bir kavga da yendikten sonra, onu Etna Yanardağı’nın altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre Cehennem çukuruna hapsetmiştir. Ulaşım toplu taşıma ve özel araçlarla sağlanmaktadır.
Kız Kalesi
Deniz kalesi olarak da anılan Kız kalesi Mersin’in görülmesi gereken yerleri arasındadır. Mersin’in 60 km güneybatısında Erdemli de bulunmaktadır. Küçük bir ada parçası üzerinde kıyıya yaklaşık 600 metre uzaklıktadır. Kız kalesinde bulunan bir yazıtta 1199 yılında I. Leon tarafından yaptırılmış olduğu öğrenilmiştir. Kale, Korykos antik kenti’nin için de bulunmaktadır. Bir dönem korsanların barınak olarak kullandığı söylenmektedir.
Kale için söylenen bir efsaneye göre; ‘’kral kızının bir yılan sokması ile öleceğini öğrenir ve kızını korumak için buraya saklar ama bir gün üzüm sepeti ile birlikte kaleye giren yılan kızı zehirleyerek öldürür.’’ İstanbul’da ki Kız Kulesi’nin hikayesi ile benzerlik göstermektedir. Mersin Arkeoloji Müzesi’nin yapmış olduğu kazı çalışmaları esnasında kalenin ortasında bir yapı bulunmuştur. Bu yapının için de bir de şapel bulunmuştur ve kalenin avlusunda ki şapelden daha eski olduğu öğrenilmiştir.
Günümüzde gördüğümüz restorasyonlu, onarım yapılmış halidir. Sahilden uzak efsane görüntüsüyle görenleri büyüleyen kaleye, tekne kiralayarak veya deniz bisikleti kiralayarak şehir içi ulaşım araçları ile ulaşabilirsiniz. Tekneler, kişi başı 20 TL ücretle ulaşım yapmaktadır. Kaleye giriş için ise ücret alınmaktadır. Müze kart ile de giriş yapılabiliyor. Kız kalesi plajında da manzara eşliğinde vakit geçirebilmek mümkün.
Yerköprü Şelalesi
Mersin’in Mut ilçesinde bulunan Mersin’in gezilmesi gereken doğal yerleri arasında kesinlikle görülmelidir. Şelale Türkiye’nin 8 doğa harikasından birisidir. Şehir merkezine 35 km uzaklıktadır. Göksu nehrine dökülen Ermenek çayının yıllardır akmasıyla toprakta aşındırma oluşturması ile yerköprü şelalesi oluşmuştur. Doğanın harikası görünümündedir. Yeşil ve turkuaz renklerinin uyumu içerisindedir. Yaklaşık 300 m uzunluğunda ve 15 m derinliğindedir. Şelalenin çevresinde bulunan seyir teraslarında bu eşsiz güzellikte ve doğayla iç içe manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Ulaşımı ise özel araç ve taksiler ile sağlanmaktadır. Mut ilçesinden Ermenek istikametinde 22 kilometre sonra Evren köyüne gelmeden sola sapmanız gerekmektedir. Daha sonra şelalenin tabelalarını takip ederek ulaşabilirsiniz.
Aynalı Göl (Gilindire) Mağarası
Mersin’in Aydıncık ilçesinin 7 kilometre güneydoğusunda bulunmaktadır. Mağara, Sancakburnu ile Kurtini deresi arasında bulunmaktadır. Bir kirpiyi takip eden çobanın keşfettiği Gilindire Mağarası, kirpinin girdiği mağaranın büyüklüğü ve görsel güzelliği karşısında şaşkınlıkla kalan çobanın durumu bildirmesiyle, Orman ve Su İşleri Bakanlığı mağarayı tabiat parkı ilan ederek koruma altına almasıyla ziyaretçileriyle buluştu. Mağara Akdeniz kıyısında bulunuyor ve ziyaretçiler 500’e yakın merdiven inerek, bir anda buzul dönemine gidebiliyor. Mağara girişi denize dik korumalı merdivenle sağlanıyor.
Mağara içinde ısı biraz yüksek. Mağara girişinde kişi başı ufak bir ücret ödeniyor ya da müze kartınız ile giriş yapılabiliyor. İçeride dikitler, sarkıtlar ve parlak taşlar bulunuyor. Büyüleyici bir ortamla karşılaşıyorsunuz. Mağaraya iniş kısmında merdivenlerden harika bir deniz manzarası izleyebilirsiniz. En sonda ise seyir terasından mağaranın içinde ki denizi görebiliyorsunuz. Mersin’de mutlaka gezilmesi gereken bir yer. Aydıncık ilçe merkezine 4 kilometre kala Mersin-Antalya karayolundan deniz tarafına saparak bölgeye ulaşım sağlanabilir.
Atatürk Evi Müzesi
Mersin’in en işlek caddelerinden birisi olan Atatürk Caddesinde bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı, Atatürk ve eşi Latife Hanım’ın 20 ocak 1925 tarihinde Mersin iline ziyaretlerinde tahsis edilen ve 11 gün boyunca kaldıkları evdir. 1887 yılında Almanya’nın Mersin’de ki konsolosu H. Christman tarafından yaptırılmış taş bir binadır. Christman bu binayı Mersinli bir aileye damat olduğu sırada yaptırmıştır. O dönem de evin ismi Krizman Konağıydı. Daha sonra bina Tahinci ailesi tarafından satın alındı ve bir süre de Tahinci konağı olarak adlandırıldı. 1972 yılında Nebil Hayfavi mülkiyetine geçerek, Toros Koleji olarak özel bir okula tahsis edildi.
Bina 1983 yılında hükümet tarafından satın alındı. Restorasyon çalışmalarından sonra 12 Ekim 1992 tarihinde Atatürk Müzesi olarak hizmete alındı. Mersin Atatürk Evi içerisinde fotoğraflar ve belgelerle müze olarak düzenlenmiştir. Ankara, Anıtkabir’den getirilen 22 adet kişisel eşyası da burada sergilenmektedir. Fotoğrafların bir kısmı Atatürk’ün çeşitli tarihler de Mersin’e yaptığı gezilerde çekilmiş fotoğraflarıdır. Alt katta küçük bir konferans odası da vardır. Müze belirli saatlerde ziyaretçiler için açıktır. Ulaşım ise Müze merkez de olduğu için kolayca sağlanmaktadır.
Mersin Marina
Mersin marina, Mersin’in Yenişehir ilçesinde Adnan Menderes Bulvarı, Eğriçam mahallesinde yer almaktadır. Türkiye’de ki en büyük marina özelliğini taşır. Şehir marinası anlayışı üzerine düşünülerek kurgulanmıştır. Şehirdekilerin ve dışarıdan gelen ziyaretçilerin buluşma noktası konumundadır. Marina ile alışveriş merkezinin bir araya getirilmesi önemli bir ayrıcalık oluşturmuştur. Alışveriş merkezi, restoranları, kafeleri ve deniziyle güzel ve kaliteli hizmet vermektedir.
Manzarası ve temiz havası açısından sahil yolunda yürüyüş yapmak için de tercih ediliyor. Sosyal aktiviteler açısından da yapılacak çeşitli aktiviteler mevcut. Marina’dan kalkan yatlar ile geziler yapılmaktadır. Sosyal bir mekan olarak en kalabalık yerlerden birisidir. 500 Kara, 500 yat bağlama kapasitesine sahiptir. Çevre yolunda dolmuşlara binerek Mersin Marina durağında inebilir, buradan 500 metre kadar yürüyerek Marina’ya ulaşabilirsiniz. Şehir merkezinden şehir otobüsleri de Marina’nın önünden geçmektedir. Şehir içi ulaşım sağlanabilir.
Alahan Manastırı
Mersin’in Mut ilçesinde yer almaktadır. Mersin gezilecek yerler listesinde tarihi açıdan da önemli mimariler bulunmaktadır. Buranın, Hristiyanlar için “Hac Merkezi” olduğu düşünülür. Alahan Manastırı yapılar topluluğu, Torosların yamaçlarında ki kendine özgü topografik konumu, iki büyük kilisesi, vaftizhanesi, su kaynakları, sütunlu yolu, kaya mezarları, hamamı ve konaklama yerleri ile Hristiyan sanatında ve Bizans Mimarisi tarihinde önemli bir yere sahiptir. Evliya Çelebi’nin “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor” dediği manastır tarihi ve mimarisi ile önemli bir değerdir. 1300 m yükseklikte bulunan ve Göksu Vadisi’ne bakan dik bir yamaca oturtulmuştur.
Hristiyanlığın Kapadokya ve Konya (Likonya)‘ da yayılması sırasında bu yeni dini kabul edenlerin takibe alınması, inanmayanlar tarafından öldürülme korkusu, Hz. İsa’ya inananları dağlık bölgelerde ki mağara kaya oyuklarında ibadete zorlamıştır. St. Paul ve yine Tarsus’ta yaşamış Hristiyan öncüleri arasından Barnabas 441 yılında Hıristiyanlığı yaymak için Konya-Kapadokya ve Antalya-Antakya’ya kadar maceralı yolculuklar yapmıştır. İşte bu iki Hıristiyan Aziz’in gezileri sırasında konakladıkları her yerde anılarına mabetler yapılmıştır.
Alahan Manastırı’ da bunlardan biridir. 440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen Alahan Manastır Külliyesi, Batı Kilisesi, Manastır, Doğu Kilisesi, kayalara oyulmuş odacıkları ve çevredeki mezarlardan oluşmaktadır. Mersin-Karaman karayolu üzerinde, Mut’un 20 km. kuzeyinde, Geçimli köyü yakınındadır. Kültür Bakanlığı’na bağlı olduğu için girişler ücret veya müze kart ile yapılmaktadır. Ulaşım için ise, Mut ilçesine doğru giderken geçimli tabelalarını takip etmek ve daha sonra yönlendiren levhalar ile özel araçlarınızla ulaşım sağlayabilirsiniz.
Adam Kayalar
Mersin’in Silifke ilçesinde yer alır. Taş kabartmalarıyla önemli bir mimariye sahiptir. Silifke ve Erdemli arasında bulunmaktadır. Kabartmalar 9 niş içerisinde 11 erkek, 2 çocuk, 4 kadın, 1 dağ keçisi ve alınlık üzerinde bir Roma kartalından oluşmaktadır. Bu kabartmalar ile ilgili bir tarihi belge bulunmamıştır. Aşağıya inmek için zorlu bir yoldan geçilir fakat sonrasında manzarası ve mimari güzelliği açısından görmeye değerdir. Asırlar öncesine ait bu yapı, açık hava müzesi olarak bilinmektedir ve hala sırrını ve gizemini korumaktadır. Anadolu’da bu kadar kabartmanın yalnızca burada olduğu biliniyor.
Kabartmaların o dönemlerde yerleşim yerinde ileri gelenleri, komutanları veya onların çocuklarına minnet göstermek için yapıldığı ve kutsal olarak görüldüğü tahmin edilmektedir. Turistler, arkeologlar ve ziyaretçileri tarafından sıkça ziyaret edilmektedir. Erdemli yolunu kullanarak özel araçla gidebilirsiniz fakat Adam Kayalar‘a varmak için dik kayaların bulunduğu yolu yürümeniz gerekir. Silifke yolunu kullanarak daha yakınına ulaşmanız mümkün. Girişleri ise ücretsizdir.
Soli Pompeipolis Antik Kenti
Mersin Viranşehir ilçesinde bulunmaktadır. Tarihi hakkında çok fazla bilgi yoktur. Yapılan kazı çalışmalarında bulunan eşyalar, buranın tarihinin Orta Tunç Çağı’na kadar dayandığını ortaya çıkarmıştır. Bazı kaynaklar, Astronom Aranos’ un burada yaşadığını söyler. Bir zamanlar Anadolu’nun Akdeniz sahilinde ki en işlek limanlarından biri olmuştur. Pers savaşları sonrasında, MÖ 449 yılın da Persler’ e bırakıldı. Ancak Pers egemenliği döneminde de kentin özerkliği korundu. Lindoslular, Rodos’lu koloniciler ve Kolonistler tarafından kurulduğu bilinmektedir.
Burası liman kenti olarak adlandırılmaktadır. Soli, Bizans İmparatorluğu döneminde de işlek bir liman olmuştur. Büyük bir Antakya depremi sonrası zarar görmüştür. Viranşehir adı da harap olan ve günümüzde onarım yapılmış hali olan Soli’den dolayı ilçeye isim olarak verilmiştir. Ulaşım için Mersin merkezden gidebilirsiniz. Merkeze geldikten sonra ise, Mezitli ilçesine gelen otobüslere binerek Mezitli’ye giden araçlarla, Soli Pompeipolis’e ulaşım sağlanmaktadır.
Kisecik Kanyonu
Mersin’in saklı cenneti olarak adlandırılır. Mersin Çamlıyayla ilçesinde bulunmaktadır. Doğal ve efsane güzelliğiyle görenleri büyülüyor ve güzel zaman geçirmelerini sağlayabiliyor. Toros dağı eteklerinde bulunur. Serin ve temiz havasıyla sıcak havalarda özellikle tercih edilmektedir. İki dağ arasında sallalarla yolculuk yapabilmek mümkün. Çeşitli doğa sporlarına katılabilir ve aynı zamanda bu şahane ortamda çok iyi fotoğraflar çekebilirsiniz. Muhteşem manzaraya sahip bu kanyon turizm açısından da büyük önem taşımaktadır. Ulaşım sağlamak için ise turlara ve gezilere katılabilirsiniz ya da kendi araçlarınızla gidebilir ve bu görülmeye değer doğa cennetiyle buluşabilirsiniz.
Mersin Mutfağı
Kendine özgü çeşitli ve harika lezzetlere sahip Mersin mutfağı zengin bir mutfağa sahiptir. Yemekleri, tatlıları ve içecekleriyle sevilen Mersin mutfağı’nın en sevilen yemeklerinden bahsedecek olursak, bunların en başında herkesin neredeyse bildiği ve tattığı Mersin’in sembolü olan tantuni gelir. Daha sonra Yörük kökenli olan sıkma çok sevilen bir lezzettir. İçli köfte, Tarsus kebabı, yayla bandırması, Tarsus lahmacunu, yüksük çorbası, arabaşı çorbası, cezeryesi, kerebiç ramazan tatlısı gibi zengin ve ağızlarda tadı kalacak lezzetlere sahiptir. Mersin’i ziyaret edenlerin mutlaka tatması gereken yiyeceklerdir.
Mersin’ de Yapılacak Aktiviteler
Mersin’ de yapılacak aktiviteler, saymakla bitmez ama mutlaka yapmanız gereken birkaç aktiviteden bahsedelim. Nehirlerin vazgeçilmezi olan rafting macersına katılabilirsiniz Göksu nehri üzerinde kanyon ve düzlükler üzerine kurulu ve 3 saat süren bir maceraya katılabilirsiniz. Ücretler yaklaşık 80-100 TL arasındadır. Doğa severlerin daha çok tercih etmek isteyeceği çadır kampı da yapılacak güzel aktiviteler arasında. Silifke başta olmak üzere diğer ilçelerde de böyle alanlar mevcuttur. Çeşitli noktalardan yapılan tekne turlarına katılabilirsiniz hem gezip hem de güzel vakit geçirebilmeniz mümkün.
Silifke Taşucu mahallesi ana kalkış noktasıdır. Yamaç paraşütü de severlerin ve gökyüzünden Mersin manzarasıyla buluşmak isteyenlerin tercih edebileceği bir seçenektir. Bunun için Mersin’in Yenişehir ilçesine gitmeniz gerekmektedir. Gelincik tepesi de hem piknik yapıp hem de paraşüt deneyimi sağlayabileceğiniz bir alandır. Bu macera dolu aktivitenin ücretleri 100-150 TL arasındadır. Ek fotoğraf ve video çekimi istenirse ücretler artmaktadır. Mersin’in çeşitli bölgelerinde temiz hava eşliğinde doğa yürüyüşü yapılabilir.
Yaz sezonunda gidilirse çeşitli su sporlarına katılabilirsiniz. Dalış, sörf, bot, yelken ve su kayağı yapılabilir. Dağcılık yapılabilir. Doğuya doğru 50 kilometre mesafe de yer alan Aladağlar, Alaca, Güveller ve Cebel Gölü dağcılık sporu için biçilmiş bir kaftan konumundadır. Mersin’de yapılacak en güzel aktiviteler arasında tercih edilebilir.
Mersin’in Tarihi
Her köşesinde tarihin ve mimarinin izlerini taşıyan Mersin tarihi çok eskilerden izler taşımaktadır. Müzelerde sergilenenler, Antik kentler, Tarsus gibi. Mersin eski ismiyle İçel önemli değerlere sahiptir. Şehre gittiğiniz zaman her tarafında, eskiye dönük izler görebilirsiniz. Bazı ilçelerde, Yumuktepe ve Gözlükule’de yapılan kazılarda en alt tabaka olarak “Neolitik Devir” tespit edilmiştir. Yöre Neolitik Dönemden sonrasında Maden Devri ve Tunç Devri arasına bir geçiş yapmıştır.
Hititler, Asurlular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar hüküm sürmüş, 11. yüzyılda Selçukluların, 14. yüzyılda Karamanoğulları ve Ramazanoğullarının 15. yüzyılda da Osmanlı İmparatorluğunun hâkimiyetine geçmiştir. Eskilerden başkenti Tarsus olan bir Roma eyaleti yapmaya karar vermesi bölgenin geleceği için bir dönüm noktası olmuştur. Böylece askeri bölge ilan edilmiş olur. Doğrudan Roma’nın idaresine bağlanması ve bu tarihten sonra düzenli olarak Roma valileri tarafından yönetileceği anlamına gelmektedir.
İçel adının kökenine gelince; ilk kez XII. yüzyılda Göksu ırmağının iki yanındaki bölgeye Türkler “İÇEL” demişlerdir. Dağlar arasından girilmesi ve görülmesi güç bir yer olduğu için Selçukluların bölgeyi böyle isimlendirdiği düşünülmektedir. Mersin, Müslüman Arapların 637 yılında bölgeye ulaşan ilk akınlarından 965 yılında Bizans’ın tekrar egemen olmasına kadar, yaklaşık 25 kez el değiştirmiştir. Ancak 637 yılından itibaren il, Hristiyanlığın yanı sıra İslam kültürünün silinmez izlerini taşımaya başlamıştır.
I. Dünya Savaşında İtilaf Devletlerinin istilasına uğrayan Mersin, Milli Mücadele ile 3 Ocak 1922’de tekrar Türk hâkimiyetine girmiştir. 1924 yılında Mersin adıyla kabul edilmiş, 1933 yılında da Merkezi Silifke olan İçel ile birleştirilerek İçel adını almıştır. 28 Haziran 2002 tarihli resmi gazete de yayımlanan 4764 sayılı Kanunla İl’in ismi yeniden Mersin olmuştur.
