Muradi Rabi Ulu Camii: Tarihi Bir Değer
Kökeni ve Tarihi
Muradi Rabi Ulu Camii, Çorum’un tarihî dokusunda önemli bir yere sahip olan bir ibadet ve kültür merkezidir. Selçuklu Sultanı III. Alaaddin Keykubat zamanında, onun azatlı kölesi Hayrettin tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Cami, zaman içinde çeşitli onarımlar geçirmiş ve bugünkü halini almıştır. II. Beyazıt döneminde yaşanan büyük depremde harap olan cami, ünlü mimar Mimar Sinan tarafından onarılmıştır. Mimar Sinan’ın bu onarımı, eserlerinden biri olarak tarihî kayıtlara geçmiştir.
Sultan Muradi Salis Camii Dönemi
Cami, zamanla farklı isimlerle anılmıştır. III. Murat zamanında “Sultan Muradi Salis Cami” olarak anılmaya başlamıştır. IV. Murat döneminde, cami tekrar tamir edilmiş ve çevresine medreseler ve akaratlar yapılmıştır. Bu dönemde cami, “Sultan Muradi Rabi Cami” olarak adlandırılmış ve Evkaf Dairesi kayıtlarına bu isimle geçmiştir.
Restorasyon ve Yeniden İnşa
Tarihi boyunca birçok zorluğa ve felakete maruz kalan Muradi Rabi Ulu Camii, zaman zaman onarımlar görmüştür. 1790 yılında yaşanan depremde tekrar harap olan cami, Çapanoğlu oğlu Abdülfettah Bey tarafından 1810 yılında ahşap ve tek kubbeli olarak tamir edilmiş, günümüzdeki görünümünü almıştır. Caminin son cemaat yeri ve üst katı ise II. Meşrutiyet döneminde yapılmış, ayrıca doğu tarafa minare ilave edilmiştir.
Mimari Özellikler ve Sanat Eserleri
Muradi Rabi Ulu Camii’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri abanoz ağacından yapılan minberidir. Kitabelere göre, minberin yapımı 1306 tarihinde Davutoğlu Ahmed’in emri ile Ankara’lı sanatçılar Abdullah oğlu Davut ve Ebubekir oğlu Muhammed tarafından gerçekleştirilmiştir. Minber, zaman içinde bazı onarımlar görmüş olmasına rağmen orijinal yapısını büyük ölçüde korumuştur.
Muradi Rabi Ulu Camii, Çorum’un kültürel ve tarihî mirasına değer katan önemli bir yapıdır. Tarihi boyunca yaşadığı değişimlerle ve onarımlarla günümüze ulaşan cami, ziyaretçilerini tarihî bir yolculuğa çıkararak geçmişin izlerini sürmeye davet etmektedir.